Bu Blogda Ara

21 Nisan 2014 Pazartesi

İç Ses İle Tartışmak



ben: 

- Hani beni yanıltmazdın! Senin yüzümden hayatım kayacak amk!

iç ses:
- Rahat oool. Her şey yoluna girecek göreceksiiiin. Biraz zamaaan...

ben:
- Nasıl rahat olayım lan! Nasıııl!!! Bombok gitmeye başladı her şey! 4 yıl öncesine dönemem. çok yol katettim, baştan başlayamam!

iç ses:
- Hissetmiyor musun? Her şey iyi olacak hissetmiyor musun? Doğruyu söyle.

ben:
- Olum yaşadıklarıma mı inanacağım, hissettiklerime mi? Yıllardır var o "Her şey daha iyi olacak" hissi.

iç ses:
- Her şey daha iyiye gitmiyor mu? 

ben: 
- Bak canım; biz bu denizde bir tekneyiz. Okyanusa açılabilecek bir gemi olmadık henüz. Ağır bir fırtına bizi kıyıda bile batırabilir. Ben tedbirli olmak zorundayım!

iç ses:
- Zorluklar bizi başarıya ulaştıracak. O gemi elbet okyanusa açılacak, dev dalgalara meydan okuyacak. Biraz sakin ol. Kendini yıpratıyorsun...

ben:
- Yıprandım lan zaten yıpranacağım kadar! Bıktım bu zorluk muhabbetinden de. Başlatma bana zorluğundan. Çocukluğumdan beri bıktım "Her şey iyi olacak" muhabbetinden. Olacaksa olsun artık! Olacaksa olsun! Yoksa çok kötü olacak! Ben kötü biri olacağım bu gidişle!

iç ses:
- Sen iyi birisin. İyi kalmalısın. Bir anda değişir her şey, ansızın... 

ben:
- Bisiktirol git gözünü seveyim, umut verme bana! Ne olacak yani? ne olabilir? Gizemli bir yetenek avcısı kolumdan tutup "Beyefendi sizdeki müthiş potansiyeli keşfettik. O potansiyeli ortaya çıkartmak için size yardım edeceğiz." mi diyecek? Hani Japonya'ya gidecektik? Hani İstanbul'a gelince o büyük aşk mutlu sonla bitecekti? Hani bu şirkette artık zirve yapacaktım ve önüm açılacaktı? Tamam işler çok iyi gidiyordu ama ayağımı kaydırdılar. Şimdi sessiz sessiz köşeme çekildim. Memur oldum amk... Hani romanım yok satacaktı? Bir türlü devam edemiyorum yazmaya... Bütün karakterleri, algoritması, olay akışı belli olan taslağa elim değmiyor... Bin bir hevesle çalışmaya başladığım şirket her gün yaşam enerjimi emiyor ve akşamları bir posa olarak eve dönüyorum. Onca çevre yaptım, yeni iş kolları açacak bir sürü bağlantı yaptım, efsane iş görüşmeleri yaptım ama hepsi bir bir çöktü. Hem de sudan sebeplerle. Bir hatam olsa anlayacağım ama bildiğin eften püften sebepler.... Hani bu yaz şeytanın bacağını kıracaktık? Ekim ayına geldik amk...

iç ses:
- Yapma böyle...

ben: 
- Ne yapması lan! Neyi yapma! Sıçtık olum, sıçtık... Hayal kırıklığı... Hani kardeşimde gelecekti İstanbul'a? Hani onu da alacaktım yanıma? Hani onunla sırt sırta verecektim ve ortalığı toz duman edecektik... Çocuğa umut vermeye yüzüm kalmadı lan!

iç ses:
- Olacak, hepsi olacak. Her şey çok güzel olacak!

ben:
- Nah güzel olacak... Ben sınırdayım olum. Ben plan yaparım ve o plan işler... İşlemiyor lan artık, işlemiyor... Kafam çalışmıyor artık. Yanlış insanlara güvenip yanlış yerlere umut bağladım. Son dönemim bir sürü aptallıklar silsilesinden başka bir şey değil...

iç ses:
- Sen iyi niyet...

ben:
- Kes sesini lan! Ne iyi niyeti. Sokayım iyi niyete, ne iyi niyeti? Aptallığın adı ne zaman iyi niyet oldu? 

iç ses:
- Sen bunlarla mücadele etmeyi bilirsin. Sen bunlarla başedebilecek güçtesin! Ayakta kalmayı bilirsin!

ben:
- Ne için ayakta kalacağım lan! Kimin için ayakta kalacağım? Kendim için mi? Yattığım kadınlar için mi? Verdiğim hiç bir sözü tutamadığım kardeşim için mi? Zayıf aile bağlarım için mi? Geriye dönüp baktığımda beni seven kaç kişi var? Bomboş bir kalabalık görüyorum ben...

iç ses:
- Nefes aldığın sürece umut vardır. Deme öyle! Farklısın sen, yapabilirsin!

ben:
- Ben o kadar sıradanım ki, kendimden tiksiniyorum artık. Hayallerim gittikçe uzaklaşıyor benden. Kendi kendimi korumaktan, kendi hakkımı kendim almaktan, adaletime sahip çıkmaktan, güçlü olmaktan yoruldum. Birbirinden farklı ortamlardan yoruldum. Kalabalıktan bıktım.

iç ses:
- Seni seven insanlar çıkmıyor mu karşına?

ben:
- Kaç tanesi gerçekten beni görüyor? Kaç tanesi gerçekten benim derdimi dinliyor? Kaç tanesi yansıttığım beni değilde gerçek beni öğrenmek istiyor? Kaç tanesi bir yarama merhem olmak istiyor? Her şeyi geçtim kaç tanesi beni gerçekten dinliyor? 

iç ses:
- Sen güçlüsün. Bu yüzden yardım almak yerine yardım etmeyi tercih ediyorsun. Sen kendi yaralarını kendin sarabiliyorsun. Sen insanları dinlemeyi seviyorsun.

ben:
- Ben artık yorgunum, ben artık bıktım... Beni itip kakma artık. Ben o kibar halimden bıktım, ben o saf kalmaya çalışan halimden bıktım. Ben gülen yüzümden bıktım. Bıktım lan işte! Deveyi diken insanı siken yaranıyor amk... Öyle değil mi lan! Doğruyu söyle öyle değil mi?

iç ses:
- Onlar görünürde kazananlar ama aslında kaybedenler. Sen zor olanı seçecek güçtesin.

ben:
- Benim güç anlayışım artık değişti. Bayramdan sonra mma antremanlarına başlayacağım. O kibar çocuğun da ta amk... Hem sert surat ifadesi bana daha çok yakışmıyor mu? Böyle yaratılmışım işte! Kendimden kaçmanın ne anlamı var? Artık düzgün yollarda yürümeye çalışmaktan bıktım. Eski dostları arayacağım. Karanlığa, onların yanına yaklaşma zamanı gelmedi mi? İyiliğe, dürüstlüğe, mertliğe değer mi kaldı? Asaletmiş... O zengin soyluların yalanı. Sikeyim asaleti...

iç ses:
- Biraz daha sabret, bak her şey güzel olacak. Lütfen... Sen sabah kahvaltısında ekmeğini pencerendeki kuşlarla paylaşan birisin. Sen insanlara zarar veremezsin.

ben:
- İsteyince bir insana nasıl zarar verebildiğimi ve ne derece acımasız olabildiğimi biliyorsun. İçimde ne derece vahşi birini gizlediğimi biliyorsun! Yaparım...

iç ses:
- Onlar kendini korumak içindi. Onlar ayrı. Sonrasında üzülmedin mi? Geceleri uykuların kaçmadı mı?

ben:
- Duygularım köreliyor anlasana. Şeş kaza buralara kadar geldik ama elimdekiler buradan sonrasına yetmiyor amk... Bundan sorası için destek lazım. Oysa son zamanlarda herkes köstek oluyor. Yardım istemek için arıyorlar. Lan bana kim yardım edecek? Korkmuyorum fakat çok yoruldum...

iç ses:
- Ayağa kalk! Nasıl yapacağını biliyorsun. "fortuna favet fortibus" unuttun mu? Cesursun... Hadi! Toparla kendini ve başar! Başarabileceğini biliyorsun.

ben:
- Bu sözün sahibi kumandan Turnus'un askerleri yenildi biliyorsun değil mi? Telef oldular amk... Ben de her geçen gün kaybediyorum. Benim için hayat bir akarsuya karşı yüzmek gibi. İlerleyemediğim an su beni geriye doğru sürüklemeye başlıyor. Boğulacağım, nefes alamıyorum artık...

iç ses:
- İnatçı değil miydin sen? Herkese ve her şeye inat başarmadın mı şimdiye kadar? Yine başar... Ucundasın bu sefer. Kurtar kendini hapishanenden. Kır parmaklıklarını! Aş engelleri! Şimdiye kadar nasıl başardıysan öyle başar. Git ortaklar caddesine! *  Otur yine o ağaç dibine. Hani o kendine söz verdiğin yer var ya! Git işte oraya! neden başladığını hatırla, şimdiye kadar nasıl başardığını hatırla ve başar. Buraya kadar yaşadığın serüvenler sana çok şey öğretti. Artık eskisinden daha donanımlısın. Yeni dostların var. Hayatındaki işe yaramaz insanlar bir bir eksiliyor farketmiyor musun? Aslında bu yaşadıklarının senin yararına olduğunu görmüyor musun? Daha iyi olacak anlasana! Çok az kaldı anlasana! Bir süre daha taş bas kalbine. Biraz daha dizginle öfkeni. Zor olacak ama dayan bir süre daha... Başaracaksın, az kaldı. Bunların hepsi işaret. Son sınavını veriyorsun. Yükseldiğinde, artık her şey senin için daha kolay olduğunda, ulaşmak istediğin yere yaklaştığında kimse seni sarsamayacak anlasana! Çünkü sen zaten en zorunu en başında başarmış olacaksın. Seni o saatten sonra ne yalnızlık yıkabilir, ne dost kazığı yıkabilir, ne yalancı insanlar yıkabilir ne de düzenbaz insanlar yıkabilir. Çünkü sen bunlarla başetmeyi öğrendin. Ha gayret, az kaldı. Kara gözüküyor.

ben:
- Lan yine kandırıyorsun beni... Peki, yapacağım. Söz kalan tüm kuvvetimle başarmaya çalışacağım. İnadına mücadele edeceğim. Her şeye ve herkese inat öfkem enerjim olacak ve kalan tüm kuvvetimle saldıracağım. Yine ince ince planlayacağım. Anlaştık lan! Anlaştık amk... Romanı da yazacağım amk... Sahip olduklarımı gözden geçireceğim, planımı yapacağım ve elimdeki bütün silahları kuşanıp cesurca saldıracağım... Azmin ötesinde bir kudretle saldıracağım... Nasıl yapacağımı biliyorum, nereden başlayacağımı biliyorum. Yapacağım!

iç ses:
- Başaracaksın...

ben:
- Umarım başarırım yoksa seni bir daha asla dinlemeyeceğim...

iç ses:
- Başaracaksın! Zamanı geldi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder