Bu Blogda Ara

10 Temmuz 2015 Cuma

Dertleşmek Nedir?




   Öncelikle dertleşmek nedir ve hangi amaçla gerçekleştirilir bunu gerçek manada anlamamız gerekiyor. Basit tanımla dertleşmek; dert sahibi kişinin derdini karşısındaki kişiye anlatması ve karşısındaki kişinin de onu teskin etmesidir. Dertleşmek budur... Sonuç olarak elde edilen fayda; dert sahibi kişinin manevi yükünün hafiflemesi ve onu dinleyen birinin varlığından duyduğu huzurdur.

   Günümüz insanının yalnızlığı bilinen en iğrenç gerçeklik. Gel gelelim beyin otomatik pilottayken sorunları genellikle inkar etmeyi seçer. İnsan bedeninin hayatta kalmaya programlanmış, kendine ait bir yapay zekası vardır. Bu yapay zekanın tek amacı biyolojik varlığını en az zararla sürdürebilmektir. Sorunlardan kaçmak veya onları görmezden gelmek zihinsel olarak bizi yormayacağı için bu tercih beyin için en makul tercihtir. Bu şekilde biyolojik bir çöp olarak rahatlıkla ömrümüzü geçirebilir ve bir halta yaramadan ölebiliriz. Kimse de bizi bunun için suçlamaz hatta takdir ederler. Doğduğundan beri fabrika ayarlarına dokunmadan ölüp giden milyonlarca insan var.

   Yer yüzünün zeki insanları bunun farkında olduğu için bizim rahatlıkla kendimizi kandırabileceğimiz bir platform olan sosyal medyayı  yarattılar. Orada hiç yalnız değilmişiz gibi davranabilir, son derece mutlu gözükebilir, harkulade bir insanmışız gibi yapabilir, mükemmelliğimizi bütün insanların gözüne sokabiliriz.  Tam bir cennet değil mi? Biz özeliz ve bunu herkes bilmeli. En etkileyici, en havalı, en zeki, en hazır cevap, en elit, en en eeeen... Biz en yalnız insanlarız. Geceleri yastığa başımızı yasladığımızda içimizde buruk bir his var ama bunun ne önemi var ki? Yarın yeniden bunu inkar edebiliriz. Hepimiz prens ve prensesiz, kral ve kraliçesiyiz. Biz çok mükemmeliz. Gece hüznü denilen şeyi kim takar. Ya o "Bir yerde bir şeyleri yanlış mı yapıyorum acaba?" hissi veya içimizi kemiren "Ben neden mutlu değilim?" düşüncesi... İnkar et ve mutlu gözük! Zamanla mutlu olacağını zannederek yıllarını tüket. Mutlu gözükme ihtiyacı çağın en etkili uyuşturucusu. Buna ihtiyacımız var... İçten içe birinin omuzuna yaslanıp göz yaşları içerisinde acziyetimizi anlatmak istiyoruz, zayıflıklarımızı ve mutsuzluklarımızı paylaşmak istiyoruz. Dertleşmek istiyoruz. Biri aslında o kadar da mükemmel olmadığımızı bilsin ama yine de bizi sevsin istiyoruz. Bizler, biz yalnız insanlar dertleşmek istiyoruz...




  Son zamanlarda biriyle dertleştiniz mi hiç? Elbette dertleşmişsinizdir fakat "Buse mesajlarıma geç cevap yazıyor yea..." veya "Kaan bana trip atıyor..." tonunda değil. Birine gerçek dertlerinizi anlattınız mı? Eğer bunu yaptıysanız şimdi anlatacaklarımı daha iyi anlayacaksınız. Bundan iki ay önce bir deney yaptım. İntertnet ortamında ve reel ortamda tanıdığım çeşitli insanlarla dertleştim. İki ayrı grup üzerinde benzer sonuçlar elde ettim. Biriyle herhangi bir konuda dertleştiğinizde karşı taraf sizi anlamak yerine size akıl vermeye kalkıyor. İşte biz bu yüzden yalnızız... Dertleştiğiniz kişi size "Neden öyle hissediyorsun?" demiyor, "Bence şunu şöyle yapmalısın" diyor. Şüphesiz bu insanlar yaratılanların en iğrenci... Beynini otomatik pilota almış, kendini yormaktan nefret eden biyolojik birer çöpler. İnsanları tanımak için oldukça uygulanabilir bir yöntemdir dertleşmek. Bunu örneklemek gerekirse; iki kadının dertleşmesini ele alalım. Birinci kadın evlidir ve evliliğinde sorun yaşıyordur. Bu dert sahibi. İkinci kadın da dert dinleyen. Birinci kadın sorunlarını anlatır ve ikinci kadın hemen "Boşansana o zaman." veya "Bence şöyle şöyle yapmalısın" der. Onu anlamaya çalışmaz. Belki severek evlediği adamın evlendikten sonra değişmesi onda bir travma yarattı veya evliliğe alışamadı. Bunu anlamaya çalışmadan hemen tavsiye verilir. Oysa karşı taraf tavsiye almak için konuşmuyordur, onun amacı derdini paylaşıp yükünü hafifletmektir. Bu yaklaşım karşı tarafı aptal yarine koymak ve değersiz görmektir. Çağımızın otomatik beyinleri kendilerini mükemmel gördükleri ve en mükemmel kendileri oldukları içi akıl vermeyi seçerler. Çünkü o en iyisidir ve en iyisini bilir. Karşı tarafın da bir beyni olduğunu ve düşünebildiğini düşünmezler. Onlar genel olarak düşünmezler. Bu da böyle iğrenç bir gerçekliktir. İşte bizler bu yüzden yalnızız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder